Krishnamurti ve Philosophia
KRISHNAMURTI ve PHILOSOPHIA |
“Krishnamurti Eserleri'nden ‘Zihin ve Düşünce Üzerine’ adlı kitabını çevirirken, bu kitabın hem kendi
kültürel çevrem için, hem de toplumumuz için yeni ve yararlı mesajlar
içerdiğini derin bir duyguyla hissetmiş, bunun heyecanını yaşamıştım. Örneğin
Krishnamurti ‘Zihin ve Düşünce Üzerine’de, insanın kendi kitabını okuyuşundan, özgürlükten, hakikatin
algılanışından söz ediyordu. Bütün bunların da 'Düşünce' yoluyla değil, 'Sezgi' yoluyla yapılabileceği konusunu dile getiriyordu. Bilmek edimi ile Öğrenmek edimini ve Anlamak edimini birbirinden ayırıyordu. Bilgi her zaman Geçmişe bağlı idi. Öğrenmek ve Anlamak ise, ancak 'Şimdi'de mümkün olabiliyordu.
Jiddu Krishnamurti her türlü Otorite'nin insanın Öğrenmek yeteneğini felç ettiğini söylüyordu. Meditasyonu öneriyordu, ama dünyadan ve ilişkilerden bir kaçış olarak değil. Konsantrasyon Meditasyonu'nu (Samatha) bir koşullanış olarak görüyordu.
Jiddu Krishnamurti'nin önerdiği türden Meditasyona, Krishnamurti Meditasyonu'na, belki Sezgi ya da Keşf Meditasyonu (Vipasana) denilebilir.”
Anladığım kadarıyla, ‘Hikmet (Prajna) Severlik' ya da ‘Bilgelik (Prajna) Severlik’ manasına gelen Philosophia kavramı ile Krishnamurti’nin Keşf Meditasyonu böylece ilişkilendiriliyordu.
Hem sözü (kâl), hem de içsel yaşantıları (hâl) içeren bir kavram olan Philosophia kavramı, uzun bir süreden beri Sophia’sını, yani Bilgelik (Prajna, Hochmah) ile ilgili İçsel Yaşantılarını yitirmiş durumdadır. Kendi kavramına yabancılaşan Philosophia’nın ‘kelimelere dökülemeyen yaşantısal özünü’ ve ‘değerini’, Krishnamurti Öğretisi, bir Sezgi ya da Keşf Meditasyonu (Vipasana) ile bizlere yeniden kazandırmaktadır.
Jiddu Krishnamurti her türlü Otorite'nin insanın Öğrenmek yeteneğini felç ettiğini söylüyordu. Meditasyonu öneriyordu, ama dünyadan ve ilişkilerden bir kaçış olarak değil. Konsantrasyon Meditasyonu'nu (Samatha) bir koşullanış olarak görüyordu.
Jiddu Krishnamurti'nin önerdiği türden Meditasyona, Krishnamurti Meditasyonu'na, belki Sezgi ya da Keşf Meditasyonu (Vipasana) denilebilir.”
Anladığım kadarıyla, ‘Hikmet (Prajna) Severlik' ya da ‘Bilgelik (Prajna) Severlik’ manasına gelen Philosophia kavramı ile Krishnamurti’nin Keşf Meditasyonu böylece ilişkilendiriliyordu.
Hem sözü (kâl), hem de içsel yaşantıları (hâl) içeren bir kavram olan Philosophia kavramı, uzun bir süreden beri Sophia’sını, yani Bilgelik (Prajna, Hochmah) ile ilgili İçsel Yaşantılarını yitirmiş durumdadır. Kendi kavramına yabancılaşan Philosophia’nın ‘kelimelere dökülemeyen yaşantısal özünü’ ve ‘değerini’, Krishnamurti Öğretisi, bir Sezgi ya da Keşf Meditasyonu (Vipasana) ile bizlere yeniden kazandırmaktadır.